9 Mart 2014 Pazar

Halıya Kola Döktüğünde Aşk Biter

319. Gün (Halıya Kola Döktüğünde Aşk Biter)

Evlilik başlı başına bir sınanma bana kalınırsa. Karşındakini sevmenin dışında onunla bir ömrü saygıyla paylaşmanın sınanması... Yazıyı okuduğumda düşündüm. Evliliği sadece aşk olarak algılayanlar aşk bittiğinde boşanma avukatının yolunu tutuyorlar. Gerçekten de yazıda da değinildiği gibi romantik komedi filmlerindeki gibi sanıyoruz hayatı. Kavuşulan ama asla sonu gösterilmeyen gerçekleri gizleyen sahneler izliyoruz. O zaman da sevdiğimizden bambaşka davranışlar bekliyoruz… Ben çok beğendim yazıyı sizin de mutlaka beğeneceğinizi umuyorum.
“Pırıl pırıl ütülü giysili, misler gibi parfüm kokulu, saçları
taralı, dişleri fırçalanmış adamı / kadını sevmek kolaydır.
Aslında aşk, aynı insanı, sabahın körü uykudan uyandırdığındaki en sinirli hali
ile de kabul edebilmek, aynı tuvaleti bir dakika arayla kullanabilmek, diz yapmış pijamalarla kanepede yastıklara sarılıp sızmışken bile şefkatle okşayabilmektir.
Buna katlanamayanlar zaten âşık değillerdir.
Bu durumda evlilik hoşlandığın insana karşı olan duygularını öldürüyor diyebiliriz.
Zira âşıksan, aynı havayı solumak bile zevk verir. Hep beraber olmak istersin. Banyodan gelen su sesi bile onun evde olduğunun işaretidir ve huzur verir.
Ütülediğin gömleğin ona ne kadar çok yakışacağını düşünürsün. Pişirdiğin yemeği ne çok seveceğini hayal edersin. Bin tane ayakkabısı varken bin birinciye sahip
olmaktan mutlu olacak diye, istediğin gömleği satın almaktan
vazgeçersin. Zamanla almaktan çok, bir şeyler vermekten mutluluk duyduğunu
keşfedersin. Eğer kadın evlilikte ikinize yemek pişirecek,
dolabı düzenleyip ütüyü yapacak bir anne olacak görülüyorsa, o
kadının saçlarının hiç yağlanmadığı ve adamın geceleri terlemediği
düşünülüyorsa, asla kavga edilmeyecek ve lavabo tamir edilirken dahi gülüşüp öpüşülecek zannediliyorsa zaten beklenti bir evlilik değil, bir amerikan filmini yaşamaktır.

Bu hayallerle yola çıkıldığında, damat ilk gece gelinin saçlarından on bin firkete
sökmeye çalıştığında, gelin ise damat firketeleri çıkaramayıp
“s….m böyle kuaförü” diye söylendiğinde zaten evlilik sandıkları şey
çatırdamaya başlayacaktır. Evlilik; sadece aşk değildir.
Evlilik; ev arkadaşlığı, kankalık, sırdaşlık, ortak hesaba sahip mudilik,
ayrı kökenlerin birleşmesi, başı hatırlanmayan bir akrabalık ilişkisidir. Aşk bu ilişkide tutkuyu sağlar ama zaten tek başına ayakta utamaz.
Âşıksanız ateşli sevişmeler yaşarsınız ama kış akşamları evde konyak içip geyik yapamayabilirsiniz. Hala canınız sıkıldığında onu değil de annenizi arıyorsanız, yalan olmuştur o evlilik.
Aşk evlilikte gider gelir. Halıya kola döktüğünde aşk biter, ama o, halıyı temizleyebilirse gene aşık olunur. O aradaki sinir evresini aşabilenler ellinci yıla kadeh kaldıranlardır. Tahammül
edemeyenler ise ikinci evlilikten sonra artık evliliğin yalan olduğuna inanacaklardır.
Zafer, direnenlerin olur.”
CAN DÜNDAR
Formun Üstü
Formun Altı
Formun ÜstüFormun AltıFormun ÜstüFormun AltıRenk Kodu: C: 25 M: 100 Y: 33 K: 25

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...