11 Şubat 2014 Salı

Ahmet Altan Yaşlandıysa Ben Öldüm!

293. Gün (Ahmet Altan Yaşlandıysa Ben Öldüm!)

Yıllar önce bir yazı okumuştum. Hıncal Uluç’un yazısıydı bu… Bu akşam eski maillerimi karıştırırken rastladım ve bir kez daha beğenerek okudum diyebilirim. Mutlaka sizlerle paylaşmalıyım diye düşündüm… Geçmişin içinde kalmasını istemedim.


"Bütün kadınların memelerine açgözlülükle baksalar, bütün kadınların salınan kalçalarından gözlerini ayıramasalar, yeryüzünün bütün kadınlarıyla sevişmek için azgın bir istek duysalar da, derinlerinde bir yerlerde, önündeki küçük avlu akşamüstleri sulanan evlerinde, sevdikleri kadınla bir masa kurup birlikte gülerek yemek yemek, onunla şakalaşmak, güvenle sevmek, her gece aynı kadının bedenini özlemek, her gece aynı kadının kendisini şaşırtmasının tadını çıkartma arzusu yatar" diye yazmış, Ahmet Altan geçen hafta Pazar günü Hürriyet'te..
Emre de (Aköz) tam bu satırları alıntılayıp, yorumlamış.. "Ahmet Altan Yaşlanıyor" diye..
Niye?..
Çünkü.. Emre diyor ki..

"Hep ayni kadını sevmeyi istemek yaşlı bir erkeğin arzusudur. En iyi tahrik edici yeni bir kadındır lafı boşuna mı edilmiştir. Bir kadınla beraber olduğu andan itibaren sıkılmaya başlar erkek.. Onu yeni savaşlara, yeni fetihlere, yeni maceralara sürükleyen genlerine karşı gelemez. Yapmasa da, yapamasa da yaşlanana dek bunun hayalini kurar.."
Emre'nin dedikleri doğru ise ben daha 17 yaşımda ihtiyardım, şimdi de her halde yaşlılıktan ölmüş olmalıyım.

Daha ilk günden beri hep ayni kadını sevmeyi istedim çünkü.. Hayatımın hiçbir devresinde iki kadın yan yana olmadı. Biri kesin bitmeden yenisi başlamadı.. Üstelik de terkedilen hep ben olduğum halde..

Eğer sevdiysen, yürekten sevdiysen, ondan başkasını istemen mümkün değil gibi gelir bana..
"Bir kadınla beraber olduğu andan itibaren sıkılmaya başlar erkek.." diyor Emre..
İşte orada duralım..

Beraber olduktan sonraki duygularım, benim için ilişki testi oldu hayatım boyunca..
İnsanları bir araya getiren şey hoşlanmaktır.. Hoşlanır kur yaparsınız.. Ya orada kalır.. Sonrası arkadaşlık, ya da biter zaten.. Kurunuza karşılık alırsınız, flört başlar.. Daha sık buluşur olursunuz.. Daha yakınlaşırsınız.. Ya orada kalır.. Sonrası arkadaşlık, ya da biter zaten.. Flört de iyi giderse.. Sonunda birlikte olursunuz ki, bizim zamanımızda bu çok zor ve enderdi, asıl sınav odur işte..

Yattıktan sonra yatağında tahammül edemezsin..
Ya da yattıktan sonra ona sarılıp uyumayı, sabah gene onun öpücükleri ile uyanmayı istersin..
İşte aşk bu ikincisidir..
Bu ikinciyi bulunca da, başkasını aramazsın. Aramana gerek kalmaz..
İlişkiyi sadece seks olarak tanımlayanlar için, "yeni"nin tahrik edici oluşu bir yaygın söylenti. Yüzlerce laf, binlerce fıkra üretilmiştir.
Adam doktordan Viagra almış da hani.. Eve dönerken yolda içmiş.. Eve gelmiş ki, karısı yok.. Annesine gitmiş.. Doktoru aramış.. "Bu ilacın etkisi ne kadar sürer" diye.. "Yarına sürmez" demiş doktor.. "Evde hizmetçi falan yok mu?."
"Hizmetçi için ilaç lazım değil ki" demiş adam..
Hikayeler başka, gerçek başkadır..
Seks denen şey, cinsel ilişkiden ibaret değildir.. Sevişmek, sadece birleşme değildir.. Zaten eğer özel yetenek ve eğitimli bir porno film yıldızı falan değilseniz, bu birleşmenin dünya ortalaması 1 ile 3 dakikadır normal erkekte..
Üç dakika sevişme değil, erkeğin boşalmasıdır sadece..
Sevişme bir senfonidir.. Doğan, gelişen, ince ince işlenen ve birleşmede kreşendoya ulaşan bir senfoni..
Seks kitapları ve uzmanları "ön sevişme" diye çok yanlış bir ad takarlar.. Önü arkası yoktur.. Asıl sevişme, bu "ön" denen şeydir..
Ve işte bu sevişmede eşlerin birbirlerini hem ruhen, hem de fizyolojik olarak çok iyi tanımaları esastır..
Ne zaman, nasıl, nereye yönelecektir dokunmalar, okşamalar?..
Tanımadığınız bir insan, tanımadığınız bir vücutla bunları bilmenize imkan var mı?..
Cinsellik en karmaşık yanıdır, yaşamın.. Birini doruklara çıkaran bir dokunuş, bir başkasını anında söndürür.. Tanımazsanız, nereden bileceksiniz?.
Sevişmek, tepeleme doldurulmuş bir masaya aç kurtlar gibi saldırmak ve birkaç dakika içinde ne bulursan tıkınmak değildir..
Sevişmek, mumlarla loşlaşmış bir masada, en sevdiğiniz şeyleri, saatlere yayarak yemektir..
"Yeni" tabii önemlidir. Fark, heyecan, tahrik yaratır. Ama "yeni" ille de yeni insan değildir. Birbirine aşık, birbirini çok iyi tanıyan iki insan, sevişmelerine her defasında yenilikler katabilirler. Fantezi alemi sonsuz.. Yeter ki isteyin. Yeter ki düşünün..
Kadını zerre önemsemeyen, tek hedefi bir an önce boşalıp sigara yakmak olan erkekler için, giderek tek kadına yönelmek yaşlanmaktır gerçekten..
Ama onlar zaten yaşamamışlardır ki!.

HINCAL ULUÇ

Renk Kodu: C: 0 M:36 Y: 80 K: 37


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...