5 Eylül 2013 Perşembe

Gidersen Yıkılır Bu Kent

134. Gün (Gidersen Yıkılır Bu Kent)

Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider 
Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında 
Yanlış adresteydik  kimsesizdik belki 
Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar 
Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı 
Üşür müydük nar çiçekleri ürperirken 



Gidersen kim sular fesleğenleri 
Kuşlar nereye sığınır akşam olunca 

Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu 
Sustuğun yerde bir şeyler kırılıyor 
Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun 
Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına 
Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor 
Birde seni ekliyorum susuşlarıma 

Selamsız saygısız yürüyelim sokakları 
Belki bizimle ışıklanır bütün varoşlar 
Geriye mapushaneler kalır, paslı soğuklar 
Adını bilmediğimiz dostlar kalır yalnız 
Yüreğimize alırız onları, ısıtırız 
Gardiyan olamayız kendi ömrümüze her akşam… 

Gidersen kar yağar avuçlarıma 
Bir ceylan sessizliği olur burada aşklar

Fiyakalı ışıklar yanıyor reklam panolarında 
Durmadan çoğalıyor faili meçhul cinayetler 
Ve ölü kuşlar satılıyor bütün çiçekçilerde 
Menekşeler nergisler yerine kuş ölüleri 
Bir su sesi bir fesleğen kokusu şimdi uzak 
Yangınları anımsatıyor genç ölülere artık… 

Bulvar kahvelerinde arabesk bir duman 
Sis ve intihar çöküyor bütün birahanelere 
Bu kentin künyesi bellidir artık ve susuşun 
İsyan olur milyon kere, hiç bilmez miyim 
Sokul yanıma sen, ellerin sımsıcak kalsın 
Devriyeler basıyor karartılmış evleri yine… 

Gidersen yıkılır bu kent kuşlar da ölür 
Bir tufan olurum sustuğun her yerde

AHMET TELLİ


Renk Kodu: C: 22 M: 0 Y: 50 K: 0


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...