23 Eylül 2013 Pazartesi

Dayanılmaz Olan...

152. Gün (Dayanılmaz Olan)

Dün bir söz okudum Kafka’dan ve çok beğendim. Paylaşayım sizlerle.
“Dayanılmaz olan aslında yaşam değilmiş, insanlarmış.” 

İnsanların o iğneli dilleri kalplerimize saplanmasın diye uzak duruyoruz. İnsanlar içlerinde kanayan yaralarının acısını başkalarını acıtarak azalttığı için onlarla olmayı tercih etmiyoruz. Bence korktuğumuz için değil bu uzak duruşun nedeni. Her yeni yarayı kendi başımıza onarmaya çalışmaktan yorulduğumuz için uzak duruyoruz. Ben öyle yapıyorum mesela. Laf arasında laf sokan biri ile karşılaştığımda hayatımdan çıkarıyorum. Anlıyorum ki başkasını iğneleyerek kendini onarıyor. Peki aldığım yarayı kim onaracak? Ben başkasını sözlerimle dövmeyi seçmediğime göre bu insanların da hayatımda yeri yok. Yaş ilerledikçe artık ruhum bu insanları yük olarak taşımak istemiyor. Bunun nedeni korku mu? Bence değil sadece insanlar arasında seçim yapıyoruz. Ruhunu seveni, seni sözüyle yaralamayanı kalbimize konuk ediyoruz... Bu kadar basit bir seçim işte…

Yakınlıkla ilgili Osho ustanın bir yazısına rastladım. Çok beğendim. Kendi düşüncelerimle bir bağlantısı olup olmadığını düşündüm. Yoksa yanlış mı düşünüyorum? Yoksa yanlış mı davranıyorum seçim yapmakta?

“Herkes yakınlıktan korkuyor; bunun farkında mısın, değil misin, o ayrı bir konu. Yakınlığın anlamı kendini bir yabancının önünde açığa vurmaktır. Ve hepimiz yabancıyız; kimse kimseyi tanımıyor. Kendimize bile yabancıyız çünkü kim olduğumuzu bilmiyoruz. Yakınlık seni bir yabancıyla yan yana getirir. Bütün savunmaları bırakman gerekir ancak o zaman mümkündür yakınlık. Ve korkuyorsun; eğer savunmaları, maskeleri bırakırsan kim bilir o yabancı sana ne yapacak? Bin bir türlü şey saklıyoruz; sadece başkalarından değil, kendimizden de. Çünkü her türlü baskı, çekingenlik ve tabuyla hasta düşmüş bir insanlık tarafından yetiştirildik.

Korkuyorsun; o yabancıyla aranda biraz savunma, biraz mesafe tutmak sana kendini daha güvenli hissettiriyor. Ya senin zaaflarını, kırılganlığını, incinebilirliğini sana karşı kullanırsa? O insanla otuz-kırk yıl birlikte yaşamış olsan bile fark etmiyor, yabancılık hiç kalkmıyor ortadan.
Herkes yakınlıktan korkuyor.

Bu karmaşık bir sorun, çünkü herkes yakınlık istiyor. Herkes yakınlık istiyor, aksi halde bu evrende yapayalnızsın; arkadaşsız, sevgilisiz, güvenip yaralarını açabileceğin hiç kimse olmadan. Yaralar da acıtmazlarsa asla iyileşmezler. Gizlendikçe daha tehlikeli olur, kansere dönüşürler.
Yakınlık temel bir ihtiyaç; herkes onun özlemini çekiyor.

Bir taraftan karşındaki insanın sana yakın olmasını, savunmaları bırakmasını, kırılganlığını ve yaralarını göstermesini, maskelerini ve sahte kimliğini bırakıp çıplak kalmasını istiyorsun. Öbür taraftan da yakınlıktan korkuyorsun; yakın olmak istiyorsun ama kendi savunmalarını bırakmıyorsun. Dostlar, sevgililer arasındaki çelişkilerden biri bu: Kimse savunmayı bırakıp çıplak ve içten olmak istemiyor, ama herkes yakınlık istiyor.”

OSHO – Yakınlık kitabından alıntıdır.


Renk Kodu: C: 0 M: 33  Y: 47 K: 0

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...