25 Eylül 2013 Çarşamba

Acı Üstüne Alıntılar

154. Gün (Acı Üstüne Alıntılar)

Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum..
Ayağını bir cam parçasıyla kesmek veya eczanede dikiş artırmak değildi bu..
Acı, insanın birlikte ölmesi gereken şeydi..
Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi..
José Mauro de VASCONCELOS /Şeker Portakalı

********************
 “Herkes geçer diyor, geçer mi Olric?
Herkes ne bilir acımı. Herkes ne bilsin acımızı. Yaşar gibi yapmaktan, özlemez gibi yapmaktan, iyiymiş gibi yapmaktan, nefes alıp onu içimde tutmaktan, o nefeste boğulmaktan sıkıldım. Ki nefessizlikten değil nefesten boğulmaktır marifetimiz Olric. 
- Evet... Efendimiz. 
- Bana katıldığını bilmek güzel. Arada ses vermen güzel... İçimin sesi de olmasa ölürüm yalnızlıktan.”
Oğuz Atay / Tutunamayanlar

********************

Dilsizdir benim acılarım!
Konuşmazlar kimseyle,
Sadece benim canımı acıtırlar,
Hiç hak etmediğim halde…
Cemal Süreyya

********************
Tabii acı çekeceksin, görmenin bedelidir bu. Tabii için korkuyla dolacak, yaşamak demek tehlike içinde olmak demektir. Büyümek zordur!                                                                                                                 
Irvin D. Yalom  / Nietzsche Ağladığında

********************
"Ayrılık değil, özlemek hiç değil; en büyük acı, bu giderek büyüyen boşlukmuş...                                        
Cezmi Ersöz/ Şizofren Aşka Mektup

********************
Karıcığım,
Hasretliğin on ikinci yılı

on ikinci yılı
Gönül ağzına kadar dolu
Sen diyorum İstanbul geliyor aklıma
İstanbul diyorum sen
Sen şehrim kadar güzelsin
Şehrim senin kadar acılı.
(Nazım Hikmet'in karısı Piraye'ye yazdığı şiir..)


Renk Kodu: C: 37 M: 64  Y: 54 K: 13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne güzel kelimeler onlar... Parmaklarınıza sağlık...